📞 Bizi Ara 💬 WhatsApp 🗓️ Rezervasyon

Aksaray Hakkında Bilgiler | Tarihçesi ve Diğer Bilgiler

Aksaray Hakkında Bilgiler

Türkiye’nin kalbinde yer alan ve tarihiyle, doğal güzellikleriyle dikkat çeken Aksaray, İç Anadolu Bölgesi’nin saklı kalmış cevherlerinden biridir. Binlerce yıllık geçmişiyle medeniyetlerin kesişim noktasında bulunan bu şehir, zengin tarihi mirası, kendine özgü kültürü ve doğa harikalarıyla ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunar. Hititlerden Roma’ya, Selçuklulardan Osmanlı’ya kadar birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Aksaray, tarihi yapıları ve arkeolojik kalıntılarıyla geçmişe ışık tutar.

Şehir, sadece tarihiyle değil, aynı zamanda doğasıyla da büyüleyicidir. Kapadokya bölgesinin bir parçası olan Aksaray, Ihlara Vadisi gibi dünyanın en etkileyici kanyonlarından birine ev sahipliği yapar. Vadideki freskli kaya kiliseler ve Melendiz Çayı’nın serin suları, doğa ve tarih severleri cezbeden unsurlardandır. Bununla birlikte Hasan Dağı’nın heybetli silueti, doğa yürüyüşü ve dağcılık gibi aktiviteler için de cazip bir ortam sunar.

Bu yazımızda, Aksaray’ın tarihi zenginliklerinden doğal güzelliklerine, yöresel lezzetlerinden kültürel dokusuna kadar birçok yönünü ele alacağız. Eğer siz de Türkiye’nin az bilinen ama keşfedilmeyi fazlasıyla hak eden şehirlerinden birine yolculuk yapmak istiyorsanız, Aksaray’ı yakından tanımaya hazır olun.

Aksaray’ın Tarihçesi

Anadolu’nun çok katmanlı tarih haritasında Aksaray, MÖ 8200’lere uzanan izlerle başlayan ve günümüze dek kesintisiz süren benzersiz bir kronolojiye sahiptir. Şehir sınırındaki Aşıklı Höyük, dünyanın ilk köy yerleşimlerinden biri olarak tarım, hayvancılık ve kerpiç mimarinin doğuşuna tanıklık eder; kafatası ameliyatı (trepanasyon) örnekleriyle de Neolitik tıbbın en eski kanıtlarını barındırır.

  • Hititlerden Perslere Uzanan Çok-Uluslu Kavşak

Hitit İmparatorluğu döneminde kentin adı, Hitit tabletlerinde Kuršaura (“tabak-tablet diyarı”) biçiminde geçer; bu, bölgenin hem kayıt kültürü hem de seramik zenginliğini vurgular. Asur (MÖ 713), Kimmer, Frig ve Lidya-Med egemenlikleri boyunca Aksaray, kuzey-güney ve doğu-batı kervan yollarının birleştiği stratejik pazar olma kimliğini korudu. MÖ 530’larda Pers kontrolüne girerek Krallar Yolu üzerindeki ana konaklama duraklarından biri hâline geldi.

  • Hellenistik ve Roma-Bizans Evreleri

Büyük İskender’in seferleri sonrasında bölge, Kapadokya Krallığı’na bağlandı. Kral Archelaus’un (MÖ 1. yy) yeni başkenti olarak yeniden düzenlenen kent “Archelais” adını aldı; Roma imparatorluk ağına dâhil edilerek surlarını, hamamlarını ve sikkelerini geliştirdi. 593 tarihli bir Bizans sikkesinde “Aksara” kaydı, kentin Orta Çağ’daki önemini gösterir. Bizans haritalarında Ta Aksara/Taksara olarak işaretlenen şehir, sınır garnizonu ve piskoposluk merkezi görevini üstlendi.

  • İslam Fetihleri ve Türk-Selçuklu Damgası

7.–10. yüzyıllarda Arap-Abbasî akınlarıyla tampon bölgeye dönüşen Aksaray, 1071 Malazgirt Zaferi sonrasında Selçuklu hâkimiyetine girdi ve “Ak-Sera” adıyla anılmaya başladı. Ticaretin canlanması için Sultanhanı, Ağzıkarahan ve Alay Han gibi görkemli kervansaraylar inşa edilerek İpek Yolu’nun Anadolu ayağı güvence altına alındı.

  • Osmanlı’dan Cumhuriyet’e

15.yüzyılda kaynaklarda ilk kez “Aksaray” biçimiyle görülen şehir, Osmanlı döneminde Konya vilayetine bağlı sancak konumunu sürdürdü; ipek, halı ve hububat ticaretiyle tanındı. 1920’de Türkiye Cumhuriyeti’ne dâhil olduktan sonra 1920-1933 arasında il, ardından ilçe, 15 Haziran 1989’da yeniden il statüsü kazandı. Böylece Aksaray, 8 bin yılı aşan tarih mirasını modern Anadolu kent kimliğiyle birleştirmiş; bugün hâlâ höyükleri, kervansarayları ve taşra Osmanlı dokusuyla geçmişten geleceğe uzanan bir açık hava müzesi olma niteliğini korumaktadır.

Aksaray ismi, tarih boyunca pek çok farklı medeniyetin etkisiyle şekillenmiş ve çeşitli adlarla anılmıştır. Bu isim değişiklikleri, şehrin çok katmanlı tarihini ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli ipuçları sunmaktadır.

Aksaray İsminin Kökeni

Aksaray ismi, tarih boyunca pek çok farklı medeniyetin etkisiyle şekillenmiş ve çeşitli adlarla anılmıştır. Bu isim değişiklikleri, şehrin çok katmanlı tarihini ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli ipuçları sunmaktadır.

  • Kurşaura (Hitit Dönemi)

Aksaray’ın bilinen en eski adı, Hitit metinlerinde geçen **“Kurşaura”**dır. Hitit dilinde “Kurşa”, tabak ya da tablet anlamına gelir. Bu ifade, Aksaray’ın tarihsel bağlamda bir kayıt ve üretim merkezi olduğunu düşündürür. Aynı zamanda bölgedeki zengin çanak-çömlek kültürü ve yazılı belgelerin varlığı, bu ismin arkasındaki anlamı pekiştirir. Kurşaura, Aksaray’ın Neolitik Çağ’dan itibaren önemli bir yerleşim olduğunu gösteren en eski adlandırmadır.

  • Archealis (Kapadokya Krallığı Dönemi)

Makedonya kökenli Kral Archelaus döneminde, şehir “Archealis” adını almıştır. Bu isim, “Archelaus’un şehri” anlamına gelir ve Aksaray’ın Helenistik dönemde nasıl bir kişisel-idari merkez hâline geldiğini gösterir. Bu dönemde kent, Kapadokya Krallığı’nın önemli şehirlerinden biri olmuştur.

  • Ta/To Aksara – Taksara (Bizans Dönemi)

Bizans dönemine gelindiğinde, şehir haritalarda “Ta Aksara”, “To Aksara” ya da “Taksara” gibi formlarla yer almıştır. Bu isimler, Grek dil yapısına uygun biçimlendirmelerdir ve şehrin Bizans dönemindeki idari ve stratejik önemini yansıtır. Aynı zamanda bu döneme ait sikkelerde de bu isimlere rastlanmaktadır.

  • Ak-Sera (Selçuklu Dönemi)

1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra bölgenin Türklerin kontrolüne geçmesiyle birlikte, şehir “Ak-Sera” şeklinde anılmaya başlanmıştır. Türkçeye yakın bu kullanım, “ak” (temiz, parlak) ve “sera” (şehir) sözcüklerinden türetilmiş olabilir. Bu dönemden itibaren isim, giderek bugünkü hâline yaklaşmıştır.

  • Aksaray (Osmanlı Dönemi)

Şehrin bugünkü adı olan “Aksaray”, ilk kez Osmanlı arşiv belgelerinde 15. yüzyılda, özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde resmî olarak kullanılmıştır. “Ak” kelimesiyle asalet, temizlik ve yücelik vurgulanırken, “saray” kelimesi şehre bir merkezîlik ve ihtişam ifadesi kazandırır. Bu adlandırma günümüze dek ulaşmış ve şehir bu isimle anılmaya devam etmiştir.

Aksaray’ın idari yapısı, tarih boyunca birçok kez değişmiş; antik dönemden günümüze kadar farklı statülerde yer almıştır. Bu değişim, hem bölgenin stratejik önemini hem de zaman içerisindeki politik ve yönetimsel dönüşümleri yansıtmaktadır.

Aksaray Ne Zaman İl Oldu?

Aksaray’ın idari yapısı, tarih boyunca birçok kez değişmiş; antik dönemden günümüze kadar farklı statülerde yer almıştır. Bu değişim, hem bölgenin stratejik önemini hem de zaman içerisindeki politik ve yönetimsel dönüşümleri yansıtmaktadır.

  • Antik ve Orta Çağ Dönemi

Aksaray, antik çağda Garsauritis adı verilen bölgenin başkenti olarak öne çıkmıştır. M.S. 300’lü yıllarda ise Kapadokya Krallığı’na bağlı önemli bir şehir hâline gelmiştir. Bu dönemde şehir “Archelais” ismiyle anılmış ve krallığın siyasi-idari merkezlerinden biri olmuştur.

  • Beylikler ve Osmanlı Dönemi

Türk egemenliğiyle birlikte, 1400’lü yıllarda Aksaray, Karaman Beyliği’ne bağlı bir kaza statüsünde yönetilmiştir. Osmanlı idaresinde ise 16. yüzyılda, özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Aksaray Konya vilayetine bağlı bir sancak hâline gelmiştir. Bu durum uzun süre devam etmiş ve şehir, Osmanlı kayıtlarında da bu statüyle anılmıştır.

  • Cumhuriyet Dönemi

Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte, Aksaray 1920 yılında Atatürk döneminde ilk kez resmen il statüsü kazanmıştır. Ancak bu durum uzun ömürlü olmamış; 1933 yılında yapılan idari düzenleme ile il statüsü kaldırılarak Niğde’ye bağlı bir ilçe konumuna getirilmiştir.

  • Yeniden İl Oluşu (1989)

Aksaray halkının talebi ve bölgenin gelişen potansiyeli doğrultusunda, 15 Haziran 1989 tarihli kararla tekrar il statüsü verilmiştir. Bu tarihten itibaren Aksaray, yeniden bağımsız bir il olarak Türkiye’nin idari haritasındaki yerini almıştır.

 Aksaray, tarihsel süreçte antik başkentlikten Osmanlı sancağına, ardından Cumhuriyet döneminde il ve ilçe arasında gidip gelen bir yapıya, nihayetinde ise 1989’da kalıcı il kimliğine kavuşmuştur. Bu durum, şehrin tarihsel öneminin ve toplumsal hafızadaki değerinin bir göstergesidir.

Aksaray Şehri ile İstanbul’daki Aksaray İlçesinin Bir İlgisi Var mı?

Evet, Aksaray şehri ile İstanbul’daki Aksaray semti arasında doğrudan tarihî bir bağ bulunmaktadır. Bu bağlantı, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra uyguladığı iskân politikaları kapsamında oluşmuştur.

1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra, şehir büyük oranda harap durumdaydı ve nüfusu oldukça azalmıştı. Bu nedenle Fatih Sultan Mehmet, yeni başkent İstanbul’u canlandırmak ve Türkleştirmek amacıyla Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden halkı getirerek şehrin farklı semtlerine yerleştirmiştir. Bu iskan hareketi, yalnızca nüfus artışı sağlamakla kalmamış, aynı zamanda İstanbul’un sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda yeniden inşasında da önemli rol oynamıştır.

Bu çerçevede, bugünkü Aksaray ilinden getirilen aileler de İstanbul’un sur içindeki belirli bir bölgesine yerleştirilmiştir. Onların iskan edildiği bu mahalleye ise geldikleri yerin anısına “Aksaray” adı verilmiştir. Zamanla bu bölge, İstanbul’un en yoğun ve bilinen semtlerinden biri hâline gelmiştir.

Bu örnek, Osmanlı döneminde şehir adlarının başka yerleşim yerlerine taşınarak yeni yerleşimlerin adlandırılmasında nasıl kullanıldığını gösteren nadide örneklerden biridir. Böylece Anadolu’daki Aksaray ile İstanbul’daki Aksaray arasında kültürel ve tarihî bir bağ kurulmuş ve bu bağ yüzyıllar boyunca korunmuştur.

Aksaray’ın Ekonomisi

Aksaray, İç Anadolu Bölgesi’nin verimli toprakları ve geniş ova yapısıyla Türkiye ekonomisinde önemli bir tarım ve hayvancılık merkezi konumundadır. Topraklarının yaklaşık yarısı tarıma elverişli olan şehirde, nüfusun yaklaşık %75’i geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. Bu durum, Aksaray’ın üretim ve geçim kültürünün büyük ölçüde kırsal faaliyetlere dayandığını gösterir.

  • Tarım

Aksaray’da tarım ürünleri çeşitlilik gösterir. Başta buğday ve arpa gibi hububatlar, mercimek ve nohut gibi baklagiller ile şeker pancarı, ayçiçeği ve patates gibi endüstriyel bitkiler geniş alanlarda yetiştirilir. Bunun yanı sıra bölgenin iklim koşullarına uygun olarak çeşitli sebze ve meyveler de yetiştirilmektedir. Modern tarım tekniklerinin yaygınlaşmasıyla birlikte verimlilik artmış, sulama projeleriyle daha geniş alanlar tarıma kazandırılmıştır.

  • Hayvancılık

Hayvancılık, Aksaray ekonomisinin bir diğer temel direğidir. Özellikle koyun yetiştiriciliği, hem sayı hem de ürün çeşitliliği açısından öne çıkar. Şehirde tiftik ve kıl keçisi yetiştiriciliği de yapılmakta; bu hayvanların yünleri geleneksel el sanatlarında kullanılmaktadır. Ayrıca kümes hayvancılığı da köy ve kasaba ölçeğinde önemli bir geçim kaynağıdır.

  • Sanayi

Tarım ve hayvancılığa dayalı ekonominin yanı sıra, Aksaray’da sanayi sektörü de giderek gelişmektedir. Özellikle gıda işleme, un ve yem fabrikaları, süt ürünleri tesisleri gibi tarıma dayalı sanayi dalları yaygındır. Bunun yanında makine ve metal eşya üretimi, otomotiv yan sanayi, maden çıkarımı gibi sektörlerde de son yıllarda dikkat çeken bir büyüme yaşanmaktadır. Organize sanayi bölgesindeki yatırımlar, Aksaray’ın sanayi profilini güçlendirmektedir.

  • El Sanatları

Şehir ekonomisinin kültürel boyutunu ise halı ve kilim dokumacılığı oluşturur. Özellikle küçük beldelerde ve kırsal alanlarda sürdürülen bu geleneksel üretim biçimi, hem aile ekonomisine katkı sağlar hem de yöresel motiflerin yaşatılmasına olanak tanır.

Aksaray’ın Nüfusu

Aksaray, Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan ve demografik yapısı itibarıyla istikrarlı bir nüfus artışı gösteren şehirlerden biridir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2021 yılı itibarıyla Aksaray’ın toplam nüfusu 429.069 kişidir. Bu rakam, 2010 yılında yaklaşık 377.000 olan nüfusa göre önemli bir artışı temsil eder ve şehrin sosyoekonomik gelişimiyle doğrudan ilişkilidir.

  • Cinsiyet ve Dağılım

Aksaray’ın nüfusunun %50.7’sini erkekler, %49.3’ünü ise kadınlar oluşturmaktadır. Bu oran, Türkiye geneliyle oldukça paralel bir cinsiyet dağılımına işaret eder. Nüfusun cinsiyet dengesinin korunuyor olması, şehrin genel demografik istikrarını gösteren önemli bir göstergedir.

  • Nüfus Yoğunluğu ve Artış Hızı

Aksaray’ın yüzölçümü dikkate alındığında, şehirde kilometrekare başına ortalama 54 kişi düşmektedir. Bu oran, Aksaray’ın ne çok yoğun ne de seyrek nüfuslu bir il olduğunu göstermektedir. Şehrin yıllık nüfus artış hızı %1.43 olarak hesaplanmıştır; bu oran, Türkiye ortalamasına yakın olup Aksaray’da yaşam koşullarının göç, doğum ve yaşam kalitesi açısından olumlu bir seyir izlediğini işaret eder.

  • Türkiye Sıralamasındaki Yeri

Nüfus büyüklüğü açısından değerlendirildiğinde Aksaray, Türkiye’nin en kalabalık şehirleri arasında 46. sırada yer almaktadır. Bu konumu, onu ülke genelinde orta ölçekli şehirler kategorisine yerleştirir. Sahip olduğu ekonomik faaliyetler, ulaşım altyapısı ve kırsal-kentsel dengenin etkisiyle Aksaray, hem göç alan hem de iç dinamikleriyle büyüyen bir şehir görünümündedir.

Aksaray’ın Coğrafi Yapısı

Aksaray, İç Anadolu Bölgesi’nin güneyinde yer alan ve jeolojik yapısı itibarıyla volkanik dağlar, platolar, ovalar ve vadilerle şekillenmiş bir coğrafyaya sahiptir. Şehir, Hasan Dağı, Melendiz Dağı ve Ekecik Dağı gibi volkanik dağların lav ve tüf birikimleri sonucu oluşan geniş düzlükler üzerinde kuruludur. Bu yapılar sayesinde krater gölleri, sodalı göletler ve termal su kaynakları açısından oldukça zengindir.

Aksaray ‘ın Vadileri ve Kanyonları

  • Ihlara Vadisi

Aksaray’ın Güzelyurt ilçesinde yer alan Ihlara Vadisi, Melendiz Çayı’nın binlerce yıllık aşındırması sonucu oluşmuş derin bir kanyondur. Vadi boyunca kayalara oyulmuş yüzlerce kilise ve manastır, Bizans dönemine ait fresklerle süslenmiştir. Hem doğal güzelliği hem de tarihî dokusuyla dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çekmektedir.

  • Belisırma Vadisi

Ihlara Vadisi’nin devamında yer alan Belisırma Köyü, doğayla iç içe, huzurlu atmosferi ve Melendiz Çayı kenarındaki yürüyüş parkurlarıyla dikkat çeker. Aynı zamanda çok sayıda kaya kilisesiyle de kültürel bir duraktır.

  • Manastırlar Vadisi

Güzelyurt’ta bulunan bu vadi, konik kaya blokları, antik manastır yapıları ve geçmişte ipekböceği ipliği üretimi ile öne çıkmıştır. Aynı zamanda bu manastırlarda klasik eserlerin çevirilerinin yapıldığı kütüphaneler bulunmuştur.

  • Sofular Vadisi

Gülağaç ilçesine bağlı bu bölge, 10 bin yıllık geçmişe sahip, yer altı şehirleri, taş evler ve kaya oyma yapılarıyla adeta açık hava müzesi niteliğindedir.

Aksaray’ın Göller , Göletleri, Kaplıcaları

  • Narlıgöl (Acıgöl)

Niğde-Aksaray sınırında bulunan bu krater gölü, yüksek mineral içeriğiyle tanınır. İçerdiği kalsiyum, bikarbonat ve sodyum gibi elementlerle başta sedef, romatizma ve damar hastalıklarına iyi geldiğine inanılır.

  • Tuz Gölü

Türkiye’nin en büyük tuz rezervine sahip olan Tuz Gölü’nün önemli bir bölümü Aksaray sınırları içerisindedir. Göl, flamingo ve kılıçgaga gibi kuş türlerine ev sahipliği yapar ve eşsiz bir ekosisteme sahiptir.

  • Bakı Gölü

Gülağaç ilçesinde yer alan bu göl, çevresindeki yeşil doğası, sakin atmosferi ve kuş gözlem olanaklarıyla doğaseverler için ideal bir duraktır.

  • Ziga Kaplıcaları

Güzelyurt’taki bu kaplıca merkezi, yüksek sıcaklıktaki termal sularıyla romatizmal ve cilt hastalıklarının tedavisinde tercih edilmektedir. Şifa turizmi açısından bölgenin en bilinen sağlık noktalarındandır.

Müzeler ve Ören Yerleri

Aksaray, tarih öncesinden Osmanlı’ya kadar uzanan zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Öne çıkan ören yerleri:

  • Aksaray Müzesi

  • Aşıklı Höyük (Neolitik dönem yerleşimi)

  • Acemhöyük (Bronz Çağı saray yerleşimi)

  • Antik Nora Şehri

  • Musular Höyüğü

  • Selime Manastırı ve Katedrali

  • Ziga Kaplıcaları

Camiler ve Türbeler

  • Aksaray Ulu Cami: Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılan, taş işçiliğiyle ünlü tarihi bir yapıdır.

  • Yunus Emre Türbesi: Anadolu tasavvufunun sembol isimlerinden biri olan Yunus Emre’ye ithafen yapılmıştır.

  • Somuncu Baba Külliyesi: Şeyh Hamid-i Veli için inşa edilen bu külliye; cami, çilehane ve müzelerden oluşur.

  • Eğri Minare (Kızıl Minare), Kaya Cami, Selime Sultan Türbesi, Kilise Camii, gibi birçok tarihî ibadet yeri de şehirde yer alır.

Kiliseler

Aksaray, Kapadokya’nın etkileyici kilise mimarisine ev sahipliği yapar. Başlıca kiliseler:

  • Aziz Anargiros, Sivişli Kilise, Selime Katedrali, Yüksek Kilise, Kızıl Kilise,

  • Pürenli Seki, Kokar, Eğritaş, Sümbüllü, Yılanlı, Saint Georges (Kırkdamaltı),

  • Bahattin Samanlığı, Direkli, Ala Kilise, Karagedik Kilisesi

Bu yapılar, hem dini hem sanatsal açıdan önemli freskler ve mimari örnekler sunar.

Hanlar ve Kervansaraylar

Aksaray, tarih boyunca doğu-batı ve kuzey-güney yönlü ticaret yollarının kesişim noktasında yer almıştır. Bu sebeple Selçuklular döneminde birçok han ve kervansaray inşa edilmiştir:

  • Sultanhanı Kervansarayı: Türkiye’nin en büyük kervansarayıdır ve Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır.

  • Ağzıkarahan, Alayhan, Öresin Han, Yerköy Hanı, Akhan, bu dönemin diğer önemli yapılarıdır.
    Bu kervansaraylar, tüccarların konaklayıp mallarını güvenle taşıdığı önemli ticaret merkezleridir.

Bunlara da Göz Atabilirsiniz